entr+90 549 486 60 00 info@anatolianroutes.com
+90 549 486 60 00 info@anatolianroutes.com
entr

ANADOLU: ZAMANSIZ GÜZELLİĞİN KÜLTÜREL DOKUMASI

Avrupa ve Asya’nın kesiştiği noktada yer alan ve büyüleyici bir toprak parçası olan Anadolu, binlerce yıllık parlak bir tarihe sahiptir. Antik medeniyetlerden geride kalanlar zaman içinde yankılanan ve keşfedilmeyi bekleyen somut ve soyut kültürel hazineleri oluşturmaktadır. Anadolu’nun dünya çapında ünlü destinasyonlarına doğru çıkacağınız bir yolculukta kültürel mirası oluşturan zengin dokunun en özel yerlerini keşfetmeniz fazlasıyla mümkün. İşte Anadolu’nun hazinelerinden birkaç hatırlatma;

Doğu ile Batı’nın buluştuğu yer olan İstanbul: Anadolu’nun kültürel zenginliğinden bahsederken İstanbul’dan bahsetmemek mümkün değil. İki kıtayı saran canlı bir metropol olan bu şehir, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının başkenti olarak hizmet vermiştir. Doğu ve Batı etkilerinin birleşimini temsil eden Aya Sofya ve Sultanahmet Camii gibi mimari harikaları adeta farklı kültürlerin ve dinlerin birleşimine dair canlı bir tanıklık sunar.

Bir Peri Masalı; Kapadokya: Anadolu’nun iç kesimlerine doğru ilerlediğimizde, eşsiz kaya oluşumları ve antik mağara konutlarıyla ünlü bir hayal ülkesi olan Kapadokya ile karşılaşıyoruz. Doğanın sanatsal eliyle şekillendirilen ve sanki farklı bir dünyaya ait gibi görünen bu manzara, bölgenin zengin tarihine dair bir bakış sunar. Yeraltı şehirleri ve kayalara oyulmuş, nefis fresklerle süslü kiliseler erken Hristiyan medeniyetlerinin kültürel mirasını gözler önüne serer.

Doğanın Beyaz İksiri; Pamukkale: Ege Bölgesinin iç taraflarında yer alan Pamukkale, Denizli  ilinin merkezine yaklaştığınızda büyüleyici bir doğa harikası olarak ortaya çıkar. Binlerce yıldır oluşumunu sürdüren bu bembeyaz travertenler ve havuzlarının kademeli terasları, pamuk bulutlarını andırır. UNESCO Dünya Mirası olarak koruma altına alınmış olan Pamukkale aynı zamanda Hierapolis antik kentine ev sahipliği yapar. Günümüze kalan haliyle Roma hamamı, amfitiyatrosu ve nekropolüyle bu antik kent ziyaretçilerin kulaklarına geçmişin hikayelerini fısıldar.

Antik Zamanlara Açılan En Büyük Pencere; Efes: Ege bölgesinde, antik şehir Efes, Anadolu’nun görkemli geçmişine dair en büyük, en gösterişli kanıt olarak durur. Roma döneminde ticaret ve kültürün Dünya çapında bir merkezi olan bu şehir, ziyaretçilere muhteşem korunmuş kalıntılar arasında gezinti yapma fırsatı sunar. Mermer kaplı sokaklarda yürürken, Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro ve Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı hakkında bilgi sahibi olacak, bir dönem Efes’i ziyaret etmiş olan Meryem Ana’nın hayatının son dönemini geçirdiği evin ruhani ortamını yaşayacaksınız.

Hz. Mevlana’nın Evi; Konya: Anadolu’nun tam ortasında, Selçuklu İmparatorluğu’na da evsahipliği yapmış olan Konya, bir yandan Selçuklu’ya ait mimari eserleriyle, diğer taraftan tüm çağların en büyük filozoflarından Mevlana Celaleddin Rumi’nin evi olarak mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yerdir. Rumi’nin öğretilerini canlı tutan dervişlerin her yıl Aralık ayındaki Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) töreni ziyaretçilere Anadolu’nun derin maneviyatını ve şiirsel mirasını sunar.

Anadolu, somut ve soyut kültürel hazinelerinin olağanüstü karışımıyla Dünya tarihini şekillendiren sayısız medeniyete canlı bir tanıklık sunar. İstanbul’un büyüleyici görkeminden Kapadokya’nın nefes kesen manzaralarına, Efes’in antik harikalarından Konya’nın mistik cazibesine kadar Anadolu, ziyaretçilerini bambaşka dünyalara götürmeye her daim hazır bir şekilde sizleri bekliyor.

We are using cookies to give you the best experience. You can find out more about which cookies we are using or switch them off in privacy settings.
AcceptPrivacy Settings

GDPR